Google’da Üst Sıralara Çıkma Rehberi
Bu rehberi kurumsal ya da kişisel bir web sitesine sahip fakat hedef kitleye Google’da nasıl ulaşacağını bilmeyen, SEO’nun ne olduğunu ve Google’da pozisyonları nasıl iyileştirdiğini merak eden ve SEO ile amatör düzeyde ilgilenenlerin faydalanabilmesi adına oluşturdum.
İçeriğin kapsamı itibariyle bazı noktaları detaylarıyla işlemek yerine ileri seviye okumalar için kaynaklar bırakacak ve doğru yönlendirmeler yapmaya çalışacağım.
İçeriği tamamladığınızda
- genel hatlarıyla SEO’nun ne olduğuna,
- Google’ın web sitelerini nasıl sıraladığına ve
- süreci şekillendiren çalışma alanlarının kapsamına
ilişkin fikir sahibi olacağınıza eminim.
Bir Web Sitem Var Fakat Google’da Görünür Değilim?
Sunduğunuz hizmeti, ürünü ya da bilgiyi dijital dünyaya taşıyan bir web sitesine sahipsiniz fakat hedef kitlenize ulaşmanızı sağlayacak kelime gruplarında Google’da görünür değilseniz, SEO (arama motoru optimizasyonu) tam da ihtiyacınız olan çalışma sistematiği.
Bu uzun giriş cümlesinden de anlaşılabileceği üzere SEO; bir web sitesinin, hedef kelime gruplarında arama motorunda (çok uzun süredir değişmeyen ve önümüzdeki uzun süreçte de değişmesi öngörülmeyen, her ne kadar son dönemde kısmi olarak aksi verilen gelse de, pazar payı itibariyle Google) efektif pozisyonlar kazanabilmesi adına yapılan çalışmaların bütünü olarak tanımlanabilir.
SEO’da sürecin her bir adımı kendi içerisinde birçok alt kırılıma ayrılır ve bu da günün sonunda hayli geniş kapsamı bir sürecin ortaya çıkmasına zemin hazırlar.
Web sitenizin Google’da görünür olması adına temas etmeniz gereken büyüklü küçüklü yüzlerce nokta vardır. İçeriğin kapsamı itibariyle bu detayların tümüne burada değinmeyi planlamıyorum. Detay okumalar için akışta ilgili noktalara bıraktığım kaynakları inceleyebilir ve web sitemdeki kategorilerde gezinebilirsiniz.
SEO ile web sitenizin organik görünürlüğünü artıracak ana iş başlıklarına geçmeden önce “Google web sitelerini neye göre sıralar?” yani “SERP’i nasıl oluşturur?” sorusuna kısaca yanıt vermek gerekir.
Google Web Sitelerini Nasıl Sıralar?
Google’ın web sayfalarını sıralamasını sağlayan algoritmalarının içeriğine ilişkin genel hatlarıyla fikir sahibi olsak da (bu fikirleri Google’ın guide’ları ve SEO uzmanlarının pratikteki case’leri şekillendirir) metriklerin algoritmadaki ilişkisellik değerlerini %100 bilmiyoruz.
Algoritma update’lerini bu alandan takip edebilirsiniz. All incidents reported for Ranking:
https://status.search.google.com/products/rGHU1u87FJnkP6W2GwMi/history
Diğer taraftan sıralama sonuçlarının pazardaki web sitelerine bağlı şekillendiği gerçeğini de göz önünde tutmak gerekir. Örneğin; en popüler ve Google’a ve uzmanlara göre en önemli sıralama metriklerinlerinden biri site hızıdır fakat site hızı hayli kötü bir web sayfasının Google’da zirvede yer aldığı durumlarla sıklıkla karşılaşırız. Bu bizi şaşırtmamalıdır çünkü sıralama algoritmasını şekillendiren yüzlerce metrik vardır ve bu metriklerin ağırlıkları hedef sorgu bazında değişir.
Özellikle son dönemde sıklıkla aksi örnekler ile karşılaşsak da;
- Kullanıcı için değer ve fayda üreten içeriklere ve web sayfalarına sahip olan,
- Kullanıcıyı ve googlebot’u mümkün olan en hızlı ve efektif (crawling ve rendering’de sorunsuz bir kaynak kod sunması) şekilde karşılayan,
- Yer aldığı pazarda marka bilinirliği ile fark yaratan ve bu anlamda Expertise ve Authoritativeness kavramlarının içini doldurabilen,
- Otorite, ilişkisellik ve doğallıktan ödün vermeyen bir backlink profili olan,
- Site içi (On Page) kırılımda googlebot’a ilişkisellik noktasında anlamlı ve efektif sinyaller gönderen
web sitelerinin Google’da üst sıralarda yer aldığını görürüz. Elbette burada sıralanan özellikleri uzatabiliriz fakat genel hatlarıyla bu ana başlıkları sağlayan web siteleri diğerlerinden birkaç adım öndedir.
Burada altını çizmemiz gereken; Google’da hala birçok flu noktanın olduğudur ve zaman zaman ortaya çıkan anlamsız pozisyon değişimleri ile karşılaşmak sıklıkla yaşanan bir durumdur.
Tüm bunlar ve deneyimlerim sonucunda şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki;
“Google’da sıralama garantisi vermek hatalıdır. Garanti verilmesi gereken nokta; web sayfalarının kullanıcı ve googlebot için ideal yapıya getirilmesi ve yalnızca Google’da değil dijital dünyada bir kimlik ve marka algısı inşa edebilmek adına ihtiyaçların, kaynakların ve hedeflerin yer aldığı kapsamlı bir strateji oluşturulması ve bu stratejinin kusursuz bir şekilde uygulanması ve doğru noktada ihtiyaç halinde revize edilerek dinamik bir yapıda ilerletilmesidir.”
Google’da ilk sırada çıkma hedefine yol alırken gündeme getireceğimiz ilk çalışma; hedef kelime gruplarının tespit edilmesi ve bu kelimelerin kullanıcıların arama niyetine bağlı olarak gruplandırılmasıdır.
Hedef Kitleye Ulaşmanızı Sağlayacak Kelime Gruplarını Belirleyin
SEO çalışmaları ile beraber görünürlük kazanmak istediğiniz kelime grupları hangileri? Sürecin ilk adımında bu soruya yanıt vermek kritiktir. SEO’da hedef, yalnızca trafik üretmek değil, nitelikli yani dönüşüm potansiyeli olan ilişkiselliği yüksek trafik kazanımıdır.
Tabi bu demek değildir ki yalnızca dönüşüm potansiyeli yüksek kelime gruplarına odaklanmalıyız. Doğrudan ya da dolaylı fark etmeksizin ilişkisellik sağlayan kelime gruplarının tümünü doğru anda efektif stratejiler ile hedeflemeliyiz.
Peki doğru an ve efektif strateji nedir? Bir örnekle açıklayalım:
Erkek, kadın ve çocuk yani tüm kategorilerde oldukça geniş bir ürün yelpazesi ile güneş gözlüğü satışı yapan bir e-ticaret sitem olduğunu varsayalım. Google ile yeni tanışan bu web sitesinde ilk anda “erkek güneş gözlüğü” ya da “kadın güneş gözlüğü modelleri” gibi yüksek rekabete sahip kelime gruplarında efektif pozisyonlar kazanmayı beklemek neredeyse hayalcilik olur. Dolayısıyla bütüne tüm detaylarıyla temas eden bir SEO stratejisi ile ilerlerken rekabetin kategorilere kıyasla nispeten daha düşük olduğu marka odaklı sorgulara gitmeyi tercih edebilirim.
Bunu yaparken, yanalda hedef kitleye gitmemi ve otoriter ve performanslı sayfalar yaratarak akışı beslememi destekleyecek “güneş gözlüğü nasıl temizlenir” ya da “ekartman nedir” gibi informational intent’e sahip blog’da odaklanabileceğim sorgulara gidebilirim.
Google’ın web sitemi yüksek rekabete sahip sorgularda değerlemek adına zamana ihtiyaç duyduğunu kabul eder, bu zaman aralığında havuzu genişleterek pazarda büyümeme yardımcı olacak sorgularda daha agresif davranır ve kazandığım performansı web sitesi bütününe yararak günün sonunda mümkün olan en geniş havuz ile maksimum performansı hedeflerim.
Tam bu noktada keyword research sürecinde mutlaka dikkate alınması gereken long tail (uzun kuyruklu) kelime grupları ile ilgili bir kaynak bırakabilirim; https://www.erentcolak.com.tr/long-tail-keyword-nedir/
Hedef kelimeleri belirlerken kullanabilecehttps://www.erentcolak.com.tr/long-tail-keyword-nedir/ğiniz birçok ücretli ve/veya ücretsiz analiz aracı vardır. Tabi SEO ile profesyonel düzeyde ilgilenmeyenler için burada yalnızca ücretsiz araçlardan kısaca bahsedeceğim. Ücretli araçlar için de kullanımının ve arayüzünün hayli rahat olduğunu düşündüğüm Keywordtool.io’ya çok kısa değineceğim.
Google Search Suggestion (Arama Önerileri)
Google database’inden faydalanmak SEO’nun her adımından değerli bir bakış açısıdır. Hedef kelimeleri tespit ederek Google’ın bir sorguyu match ettiği diğer sorgulara yanıt search önerilerine göz atabilirsiniz. Bu öneriler, odaklanmanız gereken kelime gruplarıyla ilgili fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır.
Google People Also Ask (Kullanıcılar Bunları da Sordu) Alanı
Google, sıralama sonuçları sayfasını (SERP) oluştururken “Kullanıcıların Bunları da Sordu” alanı ile kullanıcıların gezinme deneyimini iyileştirmeyi hedefler. Google, zaman zaman bu alanı kişiselleştirir. Bir sorguyla ilgili sıkça sorulan sorular niteliği taşıyan soruları hedef kelime gruplarınız içerisine dahil ederek genelde rekabetin daha düşük, dönüşümün daha yüksek olduğu uzun kuyruklu (long tail) kelime grupları ile çalışmanın kapsamını genişletebilirsiniz.
Google Related Search (İlgili Aramalar)
Sıralama sonuçları sayfasının sonunda yer alan “İlgili Aramalar” alanı da hedef kelime gruplarını tespit ederken ve kullanıcı arama eğilimlerini anlamlandırırken kullanılabilecek önemli alanlardan biridir. Bu alanı inceleyerek hedef kitlenizin temel ve yanalda search ettiği related sorgulara ilişkin fikir sahibi olabilir, böylelikle doğru noktada web sitenizin kapsamını anlamlı biçimde genişletebilirsiniz.
Google Keyword Planner
Google’ın sunduğu ücretsiz araçlardan biri olan Keyword Planner’ın amacı, reklamverenlerin kampanya kurgularını oluştururken dikkate almaları gereken kelime gruplarını belirlemektir. Çıkış noktası doğrudan SEO olmasa da hedef kelime gruplarını belirlerken mutlaka kullanmanız gereken bir alandır. Sorguların aylık aranma hacmi, ilişkisel search’ler, rekabet düzeyi ve önerilen tıklama başına maliyet (paid tarafta da bir çalışma planlıyorsanız çok kritik) verilerini Keyword Planner’dan alabilirsiniz.
Keywordtool.io
Ücretli araçlar noktasında Keywordtool.io arayüzü ve basic kullanımı ile dikkat çekiyor. Yalnızca Google değil Play Store, App Store, YouTube ve Amazon gibi çok fazla platforom ilişkin data vermesi öne çıkan özelliklerinden bir diğeri. Bir sorgunun trendini, ortalama tıklama başına maliyeti ve rekabet düzeyini (elbette bu veri Keywordtool database’ine göre, düşük rekabetli bir sorguda Google’da zirvede yer almak çok kolaydır çıkarımı olmamalı) görebileceğiniz bu analiz aracı ile hedef kelimelerinizi belirlerken detay çıktılar elde edebilirsiniz.
Kullanıcının Tüketeceği, Google’ın Değerleyeceği İçerikler Üretin
Arama motoru optimizasyonu ya da web sitesi ile uzaktan dahi olsa ilgilenenlerin en sık karşılaştığı kavramlardan biri de SEO uyumlu içeriktir. SEO uyumlu denildiğinde zihinlerde canlanan yalnızca Google yönergelerine teknik olarak uygun (heading tag’ler ve internal link akışı gibi detayları barındıran) bir içerik yapısıdır ve bu bakış açısıyla içerikleri kullanıcının tüketmesi gerektiğini göz ardı ederiz. Dolayısıyla sektörde yaygın kullanım bu yönde olsa da bu ifadeyi “kullanıcının tüketeceği, Google’ın değerleyeceği içerikler” şeklinde değiştirme taraftarıyım.
Kullanıcı için üretirken teknik olarak ideal yapıda Googlebot’a doğru ipuçlarını veren içerikler, web sitesinin SEO performansını geliştirmek adına kritik destek noktalarından biridir. Performans gelişimi için SEO’nun hiçbir çalışma alanı çoğu zaman tek başına yeterli değildir. Bu nedenle uzman eliyle ve detaycı bakış açısıyla hazırlanan ve kullanıcı faydasına odaklanan içerikler tek başına yeterli olmayacaktır fakat hedefe giden yolda kritik bir adım oldukları kesindir.
İçeriğin yapısı ve dili, web sitesinde konumlandırılacağı alana bağlı olarak değişse de kategori, blog ya da landing page fark etmeksizin ortak olan birkaç nokta vardır:
- Paragraf uzunlukluklarına dikkat ederken tablolar ve listeler kullanarak okunabilirliği kolaylaştırmak.
- İçeriği fotoğraf ve video öğeleriyle zenginleştirmek.
- Uzmanlığa yönelik sinyallar vermek adına konu etrafındaki tüm detaylara temas etmek.
- Kullanıcının ilgili konu çerçevesinde arama eğilimi gösterdiği noktaları kapsamak.
Kullanıcı ve Googbot’un beklentilerini karşılayan içeriğin oluşumunu sağlayan bu noktaların her birini kendi içerisinde detaylandırmak gerekir fakat bu içeriğin kapsamı itibariyle hedef kelime grupların belirlenmesinde olduğu gibi burada da detaylara girmeyeceğiz.
Konuyla ilgili detayları merak edenler için https://www.erentcolak.com.tr/seo-uyumlu-icerik-nedir/ içeriğimi incelemelerini öneririm.
Off Page (Site Dışı) SEO ve Dijital PR ile Web’deki Marka Algısını Destekleyin
Off Page (Site Dışı) SEO, markanın konumlandığı noktayı doğrudan şekillendirmesi itibariyle hassasiyet ve titizlikle ilerletilmesi gereken bir süreçtir. Burada altını çizmemiz gereken nokta; site dışı SEO’yu yalnızca hedef sorgu odaklı anchor text üzerinden yapılan backlink (geri bağlantı) çalışmaları olarak değerlendirmenin büyük hata olduğudur.
Off Page SEO, markanın web’de konumlanmak istediği alana giderken teknik olarak kullanılması gereken ve doğru kullanıldığı takdirde ilişkisellik ve otorite kırılımlarında web sitesi performansını besleyen çalışma sistematiğidir.
Elbette bu çalışma sistematiği markalaşma ya da web’de marka varlığını güçlendirmek adına tek başına yeterli değildir. Tam bu noktada dijital PR stratejileri ve marka bilinirliğinin geliştirilmesi (topical authority) ve SEO performansa etkileri konularına değinmek gerekir.
Backlink kazanımı, dijital PR stratejilerinden belki de en yaygın olanıdır. Backlink kazanımında birçok alternatif yol vardır. SEO dünyasında tartışma yaratan ve en popüler olan yol ücretli satın alımdır.
Hot topic content’lere odaklanarak etkileşim yaratmak ve/veya partnerlik yapılan markalardan referans bağlantılar talep etmek, sıklıkla tercih edilen kazanım teknikleridir. Backlink konusunda daha detaylı okuma için A’dan Z’ye Backlink içeriğime göz atabilirsiniz.
Dijital PR’da diğer popüler tekniklere baktığımızda mutlaka değinmemiz gereken alternatifler;
- Haber bültenleri hazırlamak ve kullanıcıda ve pazarda dikkat uyandıracak bu bültenleri medya kuruluşları ve bloglar ile paylaşmak.
- Otorite olarak kabul gören isimler ya da mecralar ile iş birliği yaparak olumlu ve değerli referanslar bırakmak.
- Yeni bir ürün ya da hizmeti promote ederken oyun alanını yalnızca web değil tüm dijital olarak genişletmek ve kanallar arası etkileşimi göz ardı etmeyerek bütüncül yaklaşmak.
Tüm bu yaklaşımlar elbette markaya, pazara ve hedeflere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir fakat günün sonunda amaç aynıdır. Hem kullanıcı hem Google açısından otorite olmak ve otorite olduğumuz alanda brand sorguların ve direct trafiğin yarattığı etkiyi doğru SEO stratejisi ile bir araya getirerek organik performansta fark yaratmaktır.
Page Speed’i Optimize Edin ve Daha Hızlı Sayfalar Sunun
Hem kullanıcı hem googlebot’un gezinme deneyimini iyileştiren page speed (site hızı), teknik SEO’da temel çalışma alanlarından biridir. Daha hızlı sayfalar, kullanıcının gezinme deneyimini diğer bir ifadeyle dönüşüme giderkenki yolu iyileştirir. Bu da yalnızca SEO performansını değil dönüşümü de (coversion) geliştirir.
Görselin kaynağı; https://www.yottaa.com/evidence-that-site-performance-impacts-conversion-rate/
Site hızındaki gelişimin conversion üzerindeki etkisine ilişkin yapılan birçok efektif çalışma vardır. Bu çalışmalardan birkaçından kısaca şöyle bahsedebilirim:
- Cloudflare ve Pingdom gibi platformlarda yapılan çalışmalar, sayfa hızının dönüşüm oranları üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu göstermektedir. Örneğin, sayfa yüklenme süresi 1 saniyeden 3 saniyeye çıktığında, kullanıcıların siteyi terk etme olasılığı %32 artmaktadır. Bu da dönüşüm oranlarının düşmesine neden olur. (https://www.cloudflare.com/learning/performance/more/website-performance-conversion-rates/)
- Portent tarafından yapılan bir çalışma, 1 saniyelik bir gecikmenin dönüşüm oranını %7 oranında azaltabileceğini ortaya koymuştur. Aynı çalışmada, sayfa yüklenme süresi 4 saniyeyi geçtiğinde dönüşüm oranlarının %90 oranında düştüğü belirtilmiştir. (https://www.portent.com/blog/analytics/research-site-speed-hurting-everyones-revenue.htm)
- Bidnamic ise her saniye için dönüşüm oranlarının %17 oranında iyileşebileceğini belirtmektedir. Bu, yavaş yüklenen web sitelerinin daha yüksek terk oranlarına sahip olduğunu ve bu nedenle dönüşüm oranlarının düştüğünü gösterir. (https://www.bidnamic.com/resources/how-website-speed-affects-your-conversion-rates)
Diğer taraftan efektif bir tarama bütçesi için de site hızı kritiktir. En basit haliyle; googlebot, diğer tüm şartlar ideal senaryoda olması halinde daha hızlı crawl ettiği sitelere daha çok zaman ayırır.
FCP, CLS, LCP, TTFB ve INP ve diğer tüm core web vitals metriklerini page speed geliştirmeleri içerisinde değerlendirebiliriz. Site hızına ve deneyime temas eden çok fazla geliştirme alanı vardır. En popüler olanlar ve SEO uzmanlarının uygulama kolaylığı etkisini de dikkate alarak tercih ettikleri geliştirme alanları;
- Image’lerin png ya da jpg/jpeg gibi geleneksel formatlardan webp, avif gini size’ı çok düşük yeni nesil formatlara convert edilmesi.
- Sayfa upload olurken ihtiyaç duyulmayan JS’lerin defer, paralel çalıştırılabilecek kaynaklara ise async tanımlanması.
- Compression (gzip en popüleri) tekniği ile size’ın optimize edilmesi.
- Unused (kullanılmayan) CSS ve JS ve diğer komponentlerin akıştan kaldırılması, kullanılanlarda ise dosya boyutlarının küçültülmesi, elbette imkanlar dahilinde.
- Critical css’lerin ayrıştırılması ve non-critical css’lerin ilk anda render edilmesinin önüne geçilmesi.
- Preload ve preconnect tanımlamaları ile rendering’i yönetmek ve optimize etmek.
- Sunucu yanıt süresini iyileştirmek adına http/3.0’a geçiş, veritabanı optimizasyonu ve sunucunun ihtiyaca uygun konfigüre edilmesi.
- Cache (önbellek) mimarisi ile kullanıcıya web sayfalarını daha hızlı serve etmek.
- Özellikle global web sitelerinde CDN ile response time’ın lokasyondan etkilenmesini engellemek ve optimize etmek.
olarak sıralanabilir. Tabi yukarıda da belirtildiği üzere geliştirme alanları burada yer verilen 9 madde ile sınırlı değildir. Keza bu maddeler dahi kendi içerisinde alt kırılım ve aksiyon alanlarına sahiptir. En popüler CMS’lerden biri olan WordPress için site hızı geliştirme kapsamında alınabilecek aksiyonları detaylandırdığım https://www.erentcolak.com.tr/wordpress-site-hizlandirma/ içeriğimi okuyarak konuyu derinlemesine inceleyebilirsiniz.
Kullanıcı Deneyimini İyileştirin ve Etkileşimi Artırın
Kullanıcı deneyimi (UX) ve site içi etkileşim, web sitesinin organik performansını doğrudan etkileyen faktörler içerisinde yer alır.
Kullanıcıların sitenizde geçirdikleri süre boyunca yaşadıkları toplam deneyimi ifade eden kullanıcı deneyiminin geliştirilmesi, daha uzun oturum, daha fazla sayfa görüntülemesi ve dönüşüme giden yolun iyileştirilmesi (e-ticaret siteleri için satın alma ya da sepete ekleme, hizmet siteleri için form doldurma ve talep oluşturma gibi) süreçlerini destekler.
UX/UI ayrı bir uzmanlık alanı olmakla beraber iyi bir kullanıcı deneyimine sahip web sitesinde bulunması gereken özellikleri genel hatlarıyla sıralamak istersek;
- Kolay Navigasyon: Kullanıcıların aradıkları bilgilere hızlıca ulaşmalarını sağlayan basit, makul ve elbette SEO bakış açısıyla şekillendirilen menü yapısı.
- Hızlı Yükleme Süresi: Daha hızlı yüklenen sayfalar, daha iyi bir kullanıcı deneyimi demektir.
- Temiz ve Anlaşılır Tasarım ve Kolay Okunabilirlik
- Responsive Tasarım
- Etkileşim Araçları: Anketler, yorumlar ve sosyal medya paylaşım butonları gibi kullanıcı etkileşimini artıran araçlar.
- Erişilebilirlik: WAI-ARIA standartlarına uyumlu, engelli kullanıcılar için erişilebilir içerik.
- Güvenlik: HTTPS kullanımı ve kullanıcı verilerinin korunmasına yönelik önlemler.
- Tutarlı Marka Kimliği: Tutarlı logo, renk paleti ve yazı tipi kullanımı.
- Kullanıcı Etkileşimini Teşvik Eden Özellikler: Kullanıcıları harekete geçmeye teşvik eden net ve belirgin çağrı yapma butonları.
İyi bir kullanıcı deneyimi etkileşim üzerinde pozitif etki yapacaktır. Bunun dışında da etkileşimi destekleyecek kurgular mevcuttur.
Örneğin; kullanıcıların deneyimini ölçmek adına anketler kullanmak, sosyal medya etkileşimine değer vermek ya da deneyimi iyileştirecek widget’ları akışta konumlandırma (bir diyetisyenin web sitesi için vücut kitle indeksi hesaplama widget’ı ile etkileşim yaratabiliriz) gibi alternatifler mevcuttur. Site içi etkileşim ile arama motoru botlarına pozitif sinyaller gönderebilir ve SEO’daki overall kurguyu besleyebiliriz.
Web Sitenizin Sorunsuz Bir Şekilde Tarandığından (Crawling) ve İşlendiğinden (Rendering) Emin Olun
Bu alt başlıkta iki konuya değineceğiz. İlki; googlebot’un akıştaki web sayfalarını sorunsuz bir şekilde keşfetmesi yani web sitesini taramasıdır. Taranabilirliği yöneteceğimiz temel unsurlar robots.txt, sitemap, canonical ve robots tag kurgularıdır. Tabi her bir unsurda optimum kurgu SEO’nun neredeyse tüm alanlarında olduğu gibi web sitesinin kapsamına bağlı değişir.